İstanbul
19 Ekim, 2025, Pazar
  • DOLAR
    42.01
  • EURO
    49.08
  • ALTIN
    5727.3
  • BIST
    10.209
  • BTC
    106893.85$

CHP Bursa İl Kongresi’nde birlik mesajları

CHP Bursa İl Kongresi’nde birlik mesajları
CHP Bursa İl Başkanlığı, 39. Olağan genel kurulunu yoğun katılımla gerçekleştirdi. Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, ülkenin karanlık günler yaşadığını belirtirken, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise iktidara sert eleştiriler yöneltti. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey, CHP'nin demokrasiye olan inancını vurguladı.

CHP Bursa İl Başkanlığı, 39. Olağan genel kurulunu yoğun katılımla gerçekleştirdi. Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, ülkenin karanlık günler yaşadığını belirtirken, CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır ise iktidara sert eleştiriler yöneltti. Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Bozbey, CHP'nin demokrasiye olan inancını vurguladı.

Adiviye ELBAŞ - gazeteabc / BURSA (İGFA) - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa İl Teşkilatı, 39. Olağan Bursa İl Kongresi'ni büyük bir katılımla gerçekleştirdi. Gerçekleştirilen kongreye Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Bursa CHP’li Belediye Başkanları ve CHP teşkilatı tarafından yoğun katılım gösterildi.

ÜLKEMİZ EN KARANLIK EN UTANÇ VERİCİ GÜNLERİNİ YAŞIYOR

Gerçekleştirilen kongrede konuşma yapan CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş şunları kaydetti:

“Mahalle seçimleri ve ilçe kongrelerimiz ile başlayan süreç, bugün İl kongremiz ile devam ediyor. İlkongremizin ardından gerçekleştireceğimiz kurultayımızla birlikte, parti içi demokrasi sürecini tamamlamış olacağız. Cumhuriyet Halk Partisi, her zaman olduğu gibi, kendi tarihine yakışır bir demokrasi sürecinin içinden geçerken, halkın gözünde meşruluğunu çoktan yitirmiş olan bir azınlık iktidarı, bu ülkeye, demokrasi tarihimizin; en kirli, en karanlık, en utanç verici günlerini yaşatıyor. Toplumu ikna edemeyen, ilk seçimde iktidardan gideceğini anlamış olan bu tükenmiş iktidar; ele geçirdiği devlet imkanları ile ayakta kalabileceğini düşünerek, aylardır partimize ve yol arkadaşlarımıza saldırıyor. Bugün, tek suçu ranta geçit vermemek olan yoldaşlarımız içeridedir. Seçim kampanyası yapabilmek için eşinin altınlarını satan, evi olmadığı için halasının sıvası dökülen evinde oturan belediye başkanlarımız içeridedir. Babasının temizlik işçisi olduğu belediyeye başkan olan ve halkın bağrına bastığı yoldaşlarımız, onurlu bürokratlar, sanatçılar, gazeteciler, milletvekilleri ve siyasetçiler içeridedir. Tek suçu ilk seçimi kazanacak olmak olan, yarının Cumhurbaşkanı Ekrem İmamoğlu, rejimin hapishanesi Silivri’de esirdir. Çünkü bu düzen, kendinden olmayanı yok etmek isteyen düzendir! Bu düzen, anasütü kadar helal bir diplomanın, bir kişinin isteği üzerine iptal edildiği, ama sahte diplomalı kişilerin devlet kadrolarında cirit attığı, torbacıların sahte imza ile narkotikte müdür yardımcısı olduğu düzendir! Bu düzen, “Ekrem İmamoğlu bütün suçlardan beraat etmeli” şerhini koyan hakimi sürgün eden düzendir. Kongremizden, bu düzene boyun eğmeyen tüm yoldaşlarımıza, Silivri’de, Bursa’da, Buca’da, Afyon’da, Kandıra’da, Çorlu’da, Bolu’da, onurunu satılığa çıkarmadığı için, içeride esir tutulan tüm yoldaşlarımıza bin selam olsun! Selam olsun halkın umuduna, selam olsun Ekrem İmamoğlu’na. Gezi onurumuzdur diyen, Bursa’dan, milyonlarca insanın yükünü omuzlayan Gezi tutsaklarına bin selam olsun.

EN AŞAĞILIK KUMPAS OLAN ERGENEKON SİLİVRİ’DE BAŞLADI

Önceden verilmiş soruları sormayı, kendi gururuna yedirebilen uçak gazetecilerine inat, halkın gazetecisi olan, kalemini satmadığı için zindanlarda esir tutulan onurlu gazetecilere selam olsun ve yarın 20 Ekim, Bugün Silivri büyük bir kumpasın tarihini yazıyor, ancak bundan 17 yıl önce, dünya tarihinin gördüğü en aşağılık kumpaslardan biri olan Ergenekon Davası Silivri’de başlamıştı. Davanın sonunda böyle bir örgüt yokmuş dendi ama,dava boyunca nice hayatlar söndü. Cezaevinde kanser olmasına rağmen tahliye edilmeyen Kuddusi Okkır’ı,nYaşadıklarını gururuna yediremediği için intihar eden Yarbay Ali Tatar’ı, ömrünü; yoksullara, çocuklara, gençlere, Türkiye’nin çağdaş bir ülke olmasına adayan, Cumhuriyet anıtı Türkan Saylan’ı, ve dava boyunca hayatları çalınan tüm Cumhuriyetçileri, Atatürkçüleri ve yurtseverleri saygıyla anıyorum. Onlara sözümüz olsun. Bizler laik Türkiye Cumhuriyet’ini sonsuza kadar yaşatacağız. Onların mücadelesini yerde bırakmayacağız!

Değerli mücadele arkadaşlarım, En büyük mahareti rant yaratmak olan AKP’nin, bunca yıl iktidarda kalmasının sebeplerinden biri belediyelerin maddi kaynaklarıydı. Yıllarca belediye kaynaklarını belli kişi ve gruplara aktararak kendilerine bağımlı çıkar grupları yarattılar. Ancak 31 Mart’ta, Cumhuriyet Halk Partisi’nin tarihi zaferi sonucunda, kurdukları rant düzeni ve kimyaları tamamen bozuldu.Cumhuriyet Halk Partisi’nin halkla buluştuğunu görünce paniğe kapıldılar. Önce tasarruf tedbirleri genelgesi ile belediyelerimizin elini ayağını bağlamaya çalıştılar. Sonra kendi yaptıkları vergi ve sigorta borçlarını Cumhuriyet Halk Partili belediyelerden tahsil ettiler. İller bankasından gelen paralara el koydular. Kamu bankalarından kredi vermediler. Yetmedi, zaten büyük borçlarla devrettikleri belediyelerimize türlü cezalar keserek bizleri zor durumda bırakmaya çalıştılar. Ancak tüm bunlara rağmen, Cumhuriyet Halk Partisi’ni durduramadıklarını görünce, siyasallaştırdıkları yargıyı devreye sokarak bizlere saldırmaya başladılar. Belediye başkanlarımızı, bürokratları, parti yöneticilerimizi zindanlara atıp, partimize kayyum atamaya çalıştılar. İl başkanlıklarımıza 5000 polisle girip, elinde altıoklubayrakla, kendini partinin kapısına siper eden 70 yaşındaki yoldaşlarımızı joplayıp, yüzlerine biber gazı sıkıp, üstlerine basıp parti binamızı esir almaya kalktılar.

Yoldaşlarım, tarihimiz; saraylarda yaşayanlarla, yoksul bırakılmış halkımızın tarihidir. İşte bugün tekrar böyle bir tarihi karşılaşmanın içerisindeyiz. Bugün bizlere “Eğer sarayın önünde eğilirseniz bu zulme son veririz” diyorlar. Bunu söyleyenler şunu bilsinler, bu partinin yolu, diz çöküp saray sofrasına oturan Hızır Paşaların değil, “dönen dönsün ben dönmezem yolumdan” diyen Banazlı Koca Haydarların, Pir Sultan'ların yoludur. Bu parti, memleketi İngiliz’e teslim etmiş sarayın idam fermanını yırtıp atan, milletin bağrında hürriyet mücadelesi veren Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisidir. Biz tarihimiz boyunca saraylara karşı mücadele verdik. Bugün yine aynı mücadeleyi veririz! Ne yaparlarsa yapsınlar bizi bitiremezler!

Biz ekilir ekin geliriz. Ezilir un geliriz. Bir gider bin geliriz. Bize diz çöktüremezlerBize boyun eğdiremezler. Cumhuriyet Halk Partisi halktır. Halkı yıkamazlar".

ŞİMŞEK PROGRAMI YÜZÜNDEN SERVET TRANSFERİ YAŞANIYOR

Yoldaşlarım, Büyük şair Atilla İlhan, Türkiye için, sabırlı, bağrı yanık insanların memleketi diyor. Ancak bugün Türkiye, hala bağrı yanık, ama sabrı kalmamış insanların memleketidir. Halkımız bir taraftan derin yoksulluk, bir taraftan derin adaletsizlik altında adeta inim inim inliyor. Türkiye gelir adaletsizliğinde Avrupa’da birinci sırada, dünyada ilk 10 içerisinde. Bir tarafta günde 12 saat çalışan, açlık sınırının altındaki maaşıyla yaşam mücadelesi veren, sadece mahalle arasındaki zincir marketten alabildiği ucuz ve sağlıksız gıdaları yiyebilen, kronik hastalıklarla mücadele edip erken ölen on milyonlarca insan var. Diğer tarafta hiçbir emek vermeden, şatafat içinde yaşayan bir avuç azınlık var. Şimşek programı yüzünden eşi benzeri görülmemiş bir servet transferi gerçekleşiyor.

Halkın vergileri halka geri dönmesi gerekirken, bugün saray etrafında öbeklenen sermaye gruplarına aktarılıyor. İşte bu düzenin sahipleri çıkıp, hiç çekinmeden, “bizler garip gurebanın partisiyiz” diyebiliyor. Buradan açıkça şunu söylemek isterim: işçiye 26 bin lirayı, emekliye 16 bin lirayı reva göreceksiniz, verginin yüzde 89’unu garibandan, yüzde 11’ini zenginden alacaksınız, sonra o verginin yüzde 22’sini yoksulun cebinden alıp, faiz adı altında zenginin cebine koyacaksınız,

Geçilmeyen köprüler, gidilmeyen hastaneler, uçulmayan havalimanlarıyla halkı soyup, çevrenizdekileri zengin edeceksiniz, zenginle gariban ne zaman karşı karşıya gelse zenginden yana olacaksınız, sonra çıkıp diyeceksiniz ki , “Biz garip gurebanın partisiyiz” Ya, sizin garip gureba bıraktığınız bu halkın partisinin adı Cumhuriyet Halk Partisi. Bugün bu halk için, 12 metrekarelik zindanlarda direniyor. Türkiye’nin her tarafında;yoksulun boğazından geçecek lokmayı, kalacağı yurdu, evladına vereceği mamayı düşünüyor. Halk onun için Cumhuriyet Halk Partisini bekliyor! Halkın çocukları bizi bekliyor! Bizler de bu onurlu halk için mücadele ediyoruz! Emin olun bu mücadelenin sonunda rantçılar gidecek halkçılar kazanacak. Göreve geldiğimizden beri iktidara karşı büyük bir mücadele veriyoruz. Verdiğimiz bu mücadele yüzünden yoğun bir saldırı altındayız. Bana bir taraftan AKP’nin trollerisaldırıyor. Bir taraftan parti içinde pozisyonunu kaybeden ya da kaybetme korkusu yaşayanlar saldırıyor. Bu kişiler kimler biliyor musunuz? Bizler zemheri ayında, Bursa'nın dört bir yanında, dağ ilçelerinde, en ücra köylerde seçimleri kazanmak için mücadele verirken, sıcacık evlerinde oturup Cumhuriyet Halk Partisinin başarısızlığını bekleyenlerdir. Bizler 31 Mart gecesini düşünüp zafer hesapları yaparken, 1 Nisan sabahı için imza toplamanın hesaplarını yapanlardır. Bu kişiler, ekmeğini Cumhuriyet Halk Partisine ve Nihat Yeşiltaş'a saldırarak kazanan AKP trolleridir. Beni tanıyan tanır. 11 yaşından beri hem okuyup hem çalıştım. İmalathanelerde çalıştım. Komilik yaptım. Konfeksiyonlarda ütücülük yaptım. Geçmişimle onur duyuyorum, gurur duyuyorum. Bugün hala geçimimi emeğimle sağlıyorum. Nihat Yeşiltaş ne yapmışsa emeği ile yapmış bir emekçidir. Bu örgütte bir emekçiyi il başkanı yapmış örgüttür. İnsanların haysiyetlerine saldırarak geçimini sağlayan acizler bizi anlayamaz! Bizler emek hırsızlarından hesap sormak için mücadele ediyoruz! Bizler emeğin iktidarını kurmak için mücadele ediyoruz! Bizler halkın iktidarını kurmak için mücadele ediyoruz.

ÇOCUKLARIMIZI MESEM ELİYLE OKULLARINDAN KOPARILIYOR

İktidara geldiğimizde, halkımızın karşısına da emeği merkeze alan kamucu bir programla çıkacağız. Çünkü bugün piyasacı düzen, bütün dünyada iflasını vermiştir.

Bu düzeni temsil eden iktidarların hepsi, baskıyla ve zorbalıkla iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Sosyal devletin bitirildiği, zorunlu ihtiyaçların sermayenin insafına bırakıldığı, emeğin örgütsüzleştirildiği, halkın bin bir emekle var ettiği; fabrikaların, limanların ve madenlerin Amerikalı ve Kanadalı şirketlere peşkeş çekildiği, dağlarımızın, nehirlerimizin ve kıyılarımızın yağmalandığı bir ortamda, bizler kamuculuğu ön plana çıkararak, halkın yanında olduğumuzu göstermeliyiz.

Çünkü, “Türkiye bir şirket gibi yönetilmeli” diyenler, bugün amacına ulaşmış ve bu ülkeyi şirkete dönüştürmüştür. Halkımız bu iktidarın gözünde yurttaş değil müşteridir. Aktif olarak çalışmayan herkes bugünün Türkiye’sinde yük sayılmaktadır. Onun için Türkiye, emekli olan ama emekli kalamayan insanların ülkesi. Emeklilerin yüzde 67’si, ya bir işte çalışıyor, ya da bir iş arıyor. Çocuklarımız MESEM eliyle okullarından koparılıp çalıştırılıyor. 75 yaşında inşaatta can veren insanlarımızın vebali, 14 yaşında atölyelerde can veren çocuklarımızın vebali işte bu düzenin boynunadır. Eğitim ve sağlık ticaretin konusu olmuştur. Yenidoğan çetelerinden- MR çetesine, türlü iğrençliklerin yaşanması bu sebeptendir. İktidara geldikleri ilk sene, “eğitimi tümüyle özelleştirmek istiyoruz” diyenler eğitimi bitirmiştir. Bugün eğitimin müfredatını gerici tarikatlar, eğitimin süresini sermaye sınıfı belirliyor. Laik ve bilimsel eğitim tasfiye edilirken, zorunlu eğitimin süresi, sermayenin çıkarı için kısaltılmak isteniyor. Bugün 15 yaşındaki çocuklarımızı okuldan koparıp patronlara ucuz işgücü yapmanın hesabı içindeler. Ancak; Çocukların değil patronların geleceğini düşünen, yoksul çocukların geleceğini, zenginlerin geleceğine tercih eden bu sistemin bakanı, her fırsatta partimize saldırıyor.Biz diyoruz ki, sahte diplomalı kişilerin öğretmen olarak atandığı bu düzende, atanamadığı için ailesinin yüzüne bakamayan, yaşadığı gecekonduda intihar ettiğinde, cebinden 6 lira çıkan Coğrafya Öğretmeni İbrahim'in ahını yerde bırakırsak bize yazıklar olsun. Yemin olsun bu sistemi de, bu sistemin bakanını da, ilk seçimde göndereceğiz ve Hasan Ali Yücel’in koltuğuna Cumhuriyet Halk Partili bir bakan oturtacağız. Eğitimi laikleştirip, fırsat eşitliğini yeniden büyüteceğiz! Parsel parsel satanları, mafyaları, çeteleri, holding haline gelmiş gerici tarikatları, dağımızı taşımızı suyumuzu madenlerimizi çalanları, Kanadalısını Amerikalısını, çerini, çöpünü bu memleketin bağrından söküp atacağız! Emperyalizm Filistin’de soykırım yaparken, meşruiyeti halktan değil Amerika’dan alanlar gidecek, ve bizler, insan onuruna yakışır, tam bağımsız bir ülkeyi hep birlikte kuracağız.

TÜRKİYE’Yİ KARANLIKTAN KURTARMAK HEPİMİZİN SORUMLULUĞU

Hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın. İçinden geçtiğimiz bu süreç, aydınlık bir Türkiye’nin doğum sancılarıdır. Ancak bugün her zamankinden daha fazla birliğe ihtiyacımız var. Çünkü Türkiye’yi içerisinde bulunduğu karanlıktan çıkarmak hepimizin ortak sorumluluğu. İşte Bursa örgütü bunun bilincindedir. İnanın bugün Bursa örgütü olarak, birlik ve beraberlik dersi veriyoruz!

Çünkü biliyoruz ki, Ulu Önder’in dediği gibi, “Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi yener”. Eminim ki bizler, yani Bursa örgütünün her bir üyesi, tıpkı yerel seçimlerdeki gibi, yoldaşının eksiğini bulmak yerine eksiğini kapatan, yoldaşı yere düştüğünde onu tutup kaldıran, yoldaşının soluğunu kesmek yerine onun soluğunu rüzgar eden dayanışmacı bir ruhla, ülkemizin beklediği ve hak ettiği büyük değişimi hep birlikte gerçekleştireceğiz.

Buradan açıkça söylüyorum: bugün Cumhuriyet Halk Partisi Bursa örgütü, Türkiye’nin en diri, en cesur, en kararlı il örgütlerinden biridir. Kardeşlerim bakın, Bu güne kadar inanmadığım hiçbir şeyi sizlere söylemedim. Hatırlayın, bir önceki il başkanlığı seçimlerinde; partinin genel seçimlerden yenilgiyle çıktığı, insanların sandığa küstüğü, umudunu yitirme noktasına geldiği ve partiyle olan bağının zayıfladığı bir ortamda il başkanlığına aday olmuş ve bu ortama inat, 77 yerel seçimini işaret ederek, ben 47 yıl sonra Bursa’yı kazanmak için adayım demiştim. Çünkü bu örgütün birlik içinde olunca neleri başarabileceğini biliyordum. Bize gülenler, hayal kuruyorsun diyenler, Bırakın büyükşehiri, Nilüfer dışında hiçbir yeri kazanamazsınız diyenler oldu. Ama bir gün bile sizlerden, yoldaşlarımdan, bu yürekli örgütten şüphe etmedim. Hep birlikte inandık ve hep birlikte verdiğimiz kararlı mücadelenin sonunda Bursa örgütü olarak, çok partili siyasi hayata geçtikten sonraki en büyük başarımızı elde ettik. Bugün büyükşehirde elde ettiğimiz tarihi başarının yanında, Osmangazi’yi, Nilüfer’i, Mudanya’yı, Gemlik’i, Mustafakemalpaşa’yı Harmancık’ı… Bursa’da nüfusun büyük bölümü Cumhuriyet Halk Partili belediye başkanları tarafından yönetiliyor. Bizler, tarihin en zorlu döneminde belediye başkanlığı yapan tüm belediye başkanlarımızla gurur duyuyoruz, onur duyuyoruz. Cumhuriyet Halk Partisi, bugün hem sahil ilçelerinde, hem dağ ilçelerinde, hem şehrin merkezinde, hem de ovalarında ve köylerindedir. Ancak Bugün daha büyük bir hedefi ortaya koymak için buradayım.

Değerli yoldaşlarım. Ben bugün size bir söz daha vermek için karşınızdayım. Hepinize söz veriyorum! Önümüzdeki ilk genel seçimde 1946 yılından beri yapılmayanı yapıp, hep birlikte, Cumhuriyet Halk Partisi’ni genel seçimlerde Bursa'da 1. Parti yapacağız! Bursa tarihinde görülmemiş sayıda milletvekili çıkaracağız! Altıokluşanlı bayrağı bu kentin caddelerinde dalgalandıracağız. İktidar yürüyüşümüze, Bursa’dan en güçlü desteği verip, Genel Başkanımız Özgür Özel öncülüğünde, Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün partisini, Türkiye’de birinci parti yapacağız! Ve Çankaya’ya Ekrem İmamoğlu’nu getireceğiz! Hepinize söz veriyorum! Bu örgüt parti tarihine geçecek. Selam olsun Silivri Zindanlarına. Selam olsun Ekrem İmamoğlu’na. Selam olsun aydınlık yarınlarımıza. Yaşasın Cumhuriyet. Yaşasın Cumhuriyet Halk Partisi. Yaşasın Mustafa Kemal Atatürk. Herkesi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.”

NAMUSLULAR NAMUSSUZLARDAN DAHA CESUR

Kongreye katılım sağlayan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır iktidara sert sözlerle yüklendi.

Başarır, “Belediye başkanlarını sorguluyor. Sonra diyorlarki Can Holding'e de biz operasyon yapalım. Belediye başkanlarına delil olmadan darbe yapıyoruz. Kim bu Can Medya? Habertürk'ü aldı sormadın. Bilgi Üniversitesi'ni aldı sormadın işler karıştı. Sen Can Holding'e ceza davası değil, ortaklığın giderilmesi davası açıyorsun. Çünkü o senin paranı yiyor senin paranı çaldı. Bu yüzden bu ülkede yasamayı yürütmeyi yargıyı tekrar inşa edeceğiz. Başkanımız çok güzel bir söz verdi. İl kongresinde demişti. Bursayı alacağı. Aldık mı? Aldık. Tutuklansak da, gaz de yesek çatlasalar da patlasalar da aldık. İlk seçimde Türkiye’nin Cumhurbaşkanı şu an Silivri’de. Biz kazanacağız. Yeni bir düzen kuracağız. Bu siyasi mücadele ezelden beri ezen ve ezilenlerin, namuslulularla namussuzların mücadelesi. Ama artık herkes şunu bilsin. Bu ülkede namuslular namussuzlardan daha cesurlar.” dedi.

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı ve Marmara Belediyeler Birliği Başkanı Mustafa Bozbey ise yaptığı konuşmada şunları kaydetti:

"Cumhuriyet Halk Partisi içinde farklı sesler farkı fikirler yaşamaktadır. Buna rağmen, günün sonunda tek bir hedef vardır: Halkın iktidarını gerçekleştirmek. Cumhuriyet Halk Partisi olarak iktidar bir partiyiz. Bu yolda ilerlemeye devam ediyoruz. Demokrasiye inancımızdan dolayı, parti içi demokrasiyi ve ülkedeki demokrasiyi yerleştirmek için çaba sarf ediyoruz. Tarih yine bize 1923'te kurtuluşu ve saygılı bir cumhuriyetin inşasını hatırlatıyor. 1940, İkinci Dünya Savaşı döneminde ülkemizde ikinci genel başkanımız bu görevi yerine getirmiştir. Yine 1950'de, çok farklı bir demokrasiye ülkemizi taşımıştır. Cumhuriyet Halk Partisi'ni demokrasi olarak inanıyorum. Cumhuriyetin geleneğine olan inancım tamdır. 1980'den sonra, 12 Eylül dönemi yine karşısında Cumhuriyet Halk Partisi durmuştur. 1990'lar boyunca insan haklarını savunduk ve cumhuriyetin kazanımlarını korumak için büyük bir çaba sarf ettik. 2000'lere geldiğimizde, karşılaştığımız zorluklar ve insanların talepleri, ülkemize demokrasi ve adaleti getirme sorumluluğumuzu artırdı. Tarihin bize yüklediği bu görevden kaçmamız mümkün değil. Onun için Cumhuriyet Halk Partililere bu konuyu çok iyi anlatmalıyız. Sorumluluğumuz çok büyüktür; gelecek nesillere, gençlerimize ve çocuklarımıza karşı kadınlara karşı sorumluluğumuz da büyüktür. Cumhuriyet Halk Partisi, Türkiye'nin birinci partisi olarak bu görevleri üstlenmeye hazırdır. Bu nedenle, iktidar yolu bize meşakkatli olacaktır. Biliyoruz ki, her şeyi hazırız. 2023'te gerçekleştirdiğimiz değişim kurultayının ardından gelen 31 Mart yerel seçimleri bize şunu göstermiştir: Cumhuriyet Halk Partisi değişirse, Türkiye değişecektir. Bu sözümüzü, halkla karşılık bulmuşuzdur ve Türkiye'de Cumhuriyet Halk Partisi'ni birinci parti yapacağız.

Yarın su ile ilgili gerçekleri açıklayacağım. Bizler Bursalılara şeffaf ve adil bir yönetim söz verdik. Bu sözü uyguladıkça uygulamaya devam edeceğiz. Biz vatandaşın doğru bilgi sahibi olmasından yanayız. Yalanla iftira ile şantajın karşısındayız. Türkiyenin çoklu krizlerle sarsıldığı bir dönemde halkımız bursada yönetimi bize verdi. Halkınız büyük bir ekonomik buhranla karşı karşıya. Bursa’da inanılmaz bir derecede işsizlik arttı. Gençlerimiz gelecekten umutsuz. Ailelerimiz ise yorgun. Siyasi gerilim hayatın her alanına sirayet etmiş duru da. Biz bu koşullarda halkçı belediyecilik anlatılını savunmak için görece geldik. Geçmiş dönem yönetimin bıraktığı ağır borç yüküne rağmen biz hiçbir bahaneye sığınmadan kentimizi yönetiyoruz. Bizler bilimin ışığı da çözümler üretiyoruz. Bizler her alanda bir çok projeyi yönetiyoruz yönetmeye devam ediyoruz. Bunca yıldır bu kentte sorunların çözümüne yönelik hiçbir yapılmadı. Eğer yapılsaydı Bursa bugün susuzluk sorunlarını konuşmazdı. Bursada önceki yönetimler bursanın sorunlarını hiç umursamadılar hiç kulak asmadılar. Bu sorunlar 20-25 yıldır konuşuluyor. Meteoroloji biz 2050 yılındaki sıcaklığa 2025 yılında eriştik. Bilim insanları bunları konuştu. Niye dikkate alınmadı niye projeler yapılması. Uzun yıllardır geliyorum diyen kuraklığa ve diğer sorunlara hiçbir çözüm yolu belirlememişler.

Arıtma tesisi özlüce köyüne 250 metre mesafesi var. Benim köyümün özlücenin kanalizasyonu hala ayvalıdereye akıyor. Yazıklar olsun. Bunlar gibi yüzlercesi var. Neyi konuşuyorlar. Neyle bizi suçluyorlar. Bunlara hakları yok. Sosyal medya hesaplarına bakın Nilüfer çayı temiz akacak. 155 kaçak deşarj tespit ettik. Daha da vardı. Biz soruyoruz. Bunları neden araştırmadımız yıllarca. Sizin neyi yönettiğinizden beri haberiniz yok. Bursada artık bursanın sorunlarını dert edinen bir yönetim var. Bilimin ışığında bursanın bursalıların sorunlarını çözüyoruz çözmeye devam diyoruz. Bu şehrin insanı yorgunluğa ve umutsuzluğa teslim olmaz. Bursanın potansiyelini tüketen eski yönetime rağmen biz potansiyele destek veren bir yönetim tapıyoruz. Bizler her kuruşun hesabını vererek çalışıyoruz. Bizim anlayışımızda belediyecilik insana dokunmak insanın dersini dert edinmektir. Biz bazıların karalama operasyonu gayet iyi biliyoruz. İftira ve şantajla güç kazanmaya çalışanlar hukuk önünde hesap verecektir. Bizim işimiz hizmet onların işi karalamaktır. Halkımızın desteği ve adaletin gücü ile bu oyunları bozacağız. İftiralara asla pabuç bırakmayacağız. Belediyelerimizi resmi sosyal kanallarını takip edin. Doğrulanmamış iddialar ile karşılaştığınız resmi açıklamaları bekleyin. Karalama kampanyalarının en büyük panzehiri dikkatli olmalıyız.

Atatürk’ün Bursa nutkunda dile getirdiği o kararlılık hala bu şehrin sokaklarında yankılanmaktadır. İşte bugün gençlerin, kadınların ve emekçilerin doldurduğu bu salondayız. Bize düşen yapılacak olan ilk seçimde CHP’yi iktidar yapmaktır. Her alanda olmak yapacaklarımızı ve yaptıklarımızı anlat aktır. Bizim davamız makam değil, adalet, hürriyet ve cumhuriyet davasıdır. Birlik olmadan dirlik olmaz. Biz bu salonda birliğimizi ve kardeşliğimizi büyütmek ve bunu tüm Türkiye’ye göstermek için varız. Bugün Türkiye’nin en çok ihtiyacı olan şey umuttur. İnsalarımız umutsuzsa onların yüreğine ışık düşürmek bizim görevimiz. O umudu yeniden ayağa kaldırmak bizim sorumluluğumuzdur. Halk isterse her şey değişir. Genel başkanımız Özgür Özel’in önceliğinde biz bu ülkeyi halkın umudu ile kazanacağız. Cumhuriyet Halk Partisi halkın sesi emeğin ve özgürlüğün bayrağıdır. O bayrağı Özgür Özel’in kararlılığı ile Ekrem İmamoğlu’nun cesareti ve teşkilatımızın azmi ile tekrardan dalgalandıracağız" diye konuştu.

Videolar için YouTube kanalımıza abone olmayı unutmayın!


  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ALKIŞ
  • 0
    KOMİK
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    KIZGIN

Yorum Yazın

E-posta hesabınız sitede yayımlanmayacaktır. Gerekli alanlar ile işaretlenmişdir.

Başka haber bulunmuyor!